Sivil Alan, 15 Kasım’da Kıbrıs’ın kuzeyinde eğitim ve çevre alanlarında çalışan sivil toplum örgütleri ve aktivistler için Ekolojik okuryazarlık üzerine tam günlük bir atölye çalışması düzenledi.
Ekolojik okuryazarlık, ekosistemlerin düzenleyici ilkelerinin anlaşılmasını ve bu ilkelerin sürdürülebilir bir insan toplumu inşa etmede nasıl uygulanabileceklerini anlamaya yönelik potansiyel uygulamaları içerir. Ekolojik okuryazarlık, ekolojik kavramlara ilişkin temel bir anlayış sunmanın ötesinde, ekolojik, sosyal ve ekonomik sistemlerin aralarında bulunan bağa dair daha geniş bir farkındalığı içerir.
Ekolojik okuryazarlık örgün eğitimle sınırlı değildir; doğada uygulamalı deneyimler, çevre eğitimi programları ve farklı bağlamlarda ekolojik kavramları keşfetme dahil olmak üzere çeşitli yollarla geliştirilebilir. Ekolojik okuryazarlığın amacı, bireyleri çevreye duyarlı tercihler yapma ve gezegenin iyi olmasına katkıda bulunma bakımından güçlendirmektir.
Ekolojik Okuryazarlık uzmanı Sayın Burcu Meltem Arık tarafından başarıyla yürütülen atölye çalışmasında, çeşitli istişarelerle STÖ’lerin ihtiyaçlarına uygun konular belirlendi. Gündem ve tartışmalar, dünyanın durumu, çevre ve doğa eğitimi alanındaki güncel çalışmalar ve tartışmalar, eğitim hakkı ile ilgili uluslararası mekanizmalar, bölge ve ada ülkelerine yönelik çalışmalar, Kıbrıs’taki eğitim faaliyetleri, eğitim çalışmalarının gereksinimleri, etkili iletişim ve dayanışma ağı gibi temel noktaları kapsadı.
Sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı giderek artan bir biçimde temel bir insan hakkı olarak kabul edilmektedir ve bu hak, çocuk haklarını da kapsamaktadır. Çocuklar, gelişmekte olan bedenleri ve bakıcılarına bağımlı olmaları nedeniyle çevresel bozulma ve kirliliğin etkilerine karşı özellikle kırılgan durumdadırlar.
Atölye çalışmasının en önemli konusu “Kıbrıs’ta ve dünyada ekoloji/çevre eğitimi neden başarılı değil ve bunu nasıl geliştirebiliriz?” sorusu üzerine yapılan tartışmalardı.
Ekoloji eğitiminin, sadece eğitim ve öğretimle sınırlı kalmayıp aynı zamanda aşağıdaki ilkelere de dayanması gerekmektedir:
- Bilişsel: İklim değişikliği konusundaki bilimsel fikir birliğinin öğretilmesi ve eleştirel düşünme becerileri ile medya okuryazarlığının geliştirilmesi.
- Sosyo-duygusal: Kaygı, inkar ve eylemsizliğin üstesinden gelmek için sosyo-duygusal değerlendirmenin dâhil edilmesi.
- Eylem Odaklı: Katılımcı ve mekân temelli öğretim yöntemlerinin kullanılması ve kolektif eyleme odaklanılması.
- Adalet Odaklı: Adaletle ilgili diğer konularla bağlantı kurulması ve strateji geliştirilmesi; kolektif eylemsizlikten en çok kimin faydalandığının ve etkilendiğinin ele alınması.
İklim krizi ve çevre sorunlarından kaynaklanan zorlukların etkili bir şekilde ele alınabilmesi için, eğitim politikalarının bu endişeleri ana akımlaştırmasının yanı sıra, iklim krizi ve çevre ile ilgili paydaşların da strateji oluşturma süreçlerine eğitim politikası yapıcılarını ve uzmanlarını aktif olarak dahil etmeleri şarttır. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) raporları ve iklim zirvelerinde yapılan tartışmalar, çevresel zorluklarla başa çıkmada kapsamlı ve sinerjik bir yaklaşım ortaya koyabilmek için daha fazla eğitim politika yapıcısının dâhil edilmesine öncelik vermelidir. Eğitim ve Çevre alanları arasındaki işbirliği, daha sürdürülebilir ve bilinçli bir toplumun teşvik edilmesi için elzemdir.
STÖ’ler, bilgiye erişimi kolaylaştırmada, uzmanlıklarını eğitimcilere anlaşılır bir dilde aktarmada, doğru bilgilerin etkin bir şekilde yayılmasında, okullar ve topluluklarla ortaklıklar kurmada ve çocukların çevre eğitimine aktif olarak katılımlarını teşvik etmede hayati bir rol oynamaktadır
Atölye çalışması, diyaloğu sürdürmenin ve derinleştirmenin önemini vurgulayarak ve atılacak sonraki adımlara dair çeşitli öneriler sunarak sona erdi.